Son günlerde uluslararası medya, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Gazze'deki insani durumla ilgili yaptığı açıklamaları büyük bir ilgiyle takip ediyor. Netanyahu, yaptığı açıklamada "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesini kullandı ve bölgedeki insani krizin boyutlarını sorguladı. Bu açıklama, dünya genelinde birçok insani yardım kuruluşu ve aktivist tarafından sert bir dille eleştirildi. Netanya'nın açıklamalarının ardından, Gazze'deki gerçek durumu anlamak için hem sayılara hem de tanıklara yönelme ihtiyacı doğdu. İşte bu tartışmanın arkaplanı ve yaşananların kapsamlı bir analizi.
Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze'deki açlık durumunun giderek kötüleştiğini bildiriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2023 itibarıyla Gazze'nin nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si gıda güvencesizliği yaşamaktadır. Bu rakam, 2022 yılına göre belirgin bir artış göstermektedir. Gazze'deki 2 milyon kişilik nüfusun, 1 milyondan fazlasının yeterli beslenme imkanına sahip olamadığı belirtiliyor. Diğer yandan, yerel sağlık kurumları, özellikle çocuklar arasında beslenme yetersizliğinin yaygın olduğunu vurguluyor. Bu durum, bölgede kalıcı sağlık sorunlarına yol açma riski taşımaktadır.
Gazze'de yaşayanların ruh hali ve yaşam şartları, Netanyahu'nun açıklamalarını sorgulamak için önemli bir referans sağlamaktadır. Gazze'nin farklı bölgelerinden gelen tanıklıklar, bölgenin gerçek durumunu gözler önüne seriyor. Genç bir anne, "Kızım açlıktan sürekli ağlıyor, evde yiyecek bulmakta zorluk çekiyoruz" diyerek durumu dramatik bir şekilde dile getiriyor. Bu tür tanık ifadeleri, uluslararası toplumun dikkatini çekerken, başbakanın açıklamalarının ne kadar uzak bir gerçeklikte olduğunu göstermektedir.
Bunun yanı sıra, bölgedeki insani yardım kuruluşları da önemli bir rol oynuyor. Örneğin, Kızıl Haç ve Birleşmiş Milletler, Gazze'de gıda yardımları gerçekleştirmektedir. Ancak, bu yardımların yetersiz olduğu ve giderek azaldığı belirtiliyor. Sık sık yapılan hava saldırları ve sınır kapanmaları, yardım malzemelerinin Gazze'ye ulaşmasını zorlaştırmakta; bu da yerel halkın temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük bir engel teşkil etmektedir.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun Gazze’deki açlık krizini reddeden açıklamaları, yerel ve uluslararası kamuoyunda ciddi tepkilere yol açtı. Gerçekler, yalnızca rakamlarla değil, onların ardındaki insan hikayeleriyle de şekilleniyor. **Gazze'de yaşanan insani kriz**, göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bu nedenle, dünya genelinde olaylara duyarlılığı artırmak ve bölgedeki halkın yaşam koşullarını iyileştirmek için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği açıktır.