Hizbullah, son günlerde ABD ve İngiltere'nin Yemen’e karşı gerçekleştirdiği askeri operasyonları kınadığını açıkladı. Lübnan merkezli bu Şii teşkilatı, bölgedeki tansiyonu artıran bu müdahale eylemlerinin uluslararası barışı tehdit ettiğini belirtti. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, yaptığı açıklamalarda, Yemen halkının direnişine ve bağımsızlığına olan dayanışmalarını ifade etti. Bu tür askeri operasyonların sadece hedefteki ülkeleri değil, bölgede bulunan diğer devletleri de olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çeken Nasrallah, “Saldırılar, bölgedeki savaş dinamiklerini daha karmaşık hale getiriyor,” dedi.
Yemen, uzun süredir iç savaşla boğuşmakta ve bu savaşın tarafları arasında Suudi Arabistan destekli hükümet yanlıları ile İran destekli Husi milisleri bulunmaktadır. ABD ve İngiltere’nin bu süreçteki askeri müdahalesi, hem yerel hem de uluslararası alanda ciddi tartışmalara yol açtı. Hizbullah’ın kınama mesajı, bu bağlamda, sadece bir siyasi duruş ve destek ifadesi değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengeleri üzerinde de etkili olabilecek bir adım olarak değerlendirildi.
Hizbullah, özellikle Yemen’de yaşanan sürekli çatışmaların, halkın temel haklarını ihlal ettiğine ve insani krizi daha da derinleştirdiğine işaret etti. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Yemen’deki savaş 22 milyondan fazla insanı insani yardıma muhtaç hale getirdi. Bu noktada, Hizbullah’ın açıklaması sadece siyasi bir duruş değil, aynı zamanda Yemen halkının yaşadığı çaresizliğe dikkat çekme amacı taşıyor. Ayrıca, Nasrallah, bölgedeki diğer direnç gruplarıyla dayanışmanın önemine vurgu yaptı ve “Yemen sadece Yemenlilerin mücadelesi değil, tüm özgürlük arayanların mücadelesidir,” şeklinde konuştu.
Hizbullah’ın tepkisi, uluslararası kamuoyunda da yankı buldu. Birçok uluslararası kuruluş ve insan hakları örgütü, Yemen’de yaşanan çatışmalara yönelik eleştirilerini dile getirirken, Hizbullah’ın bu sert kınama açıklamalarının desteklenmesi gerektiğine inanıyor. Sivil toplum kuruluşları, Yemen’deki insani durumu düzeltmek adına bu tür askeri müdahalelere son verilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Bu süreçte, uluslararası barış ve güvenliği temin etmek için diplomatik yolların öncelikli olarak kullanılması gerektiği ifade edilmektedir.
Yemen’de yaşananların yalnızca bölgesel değil, global bir tehdit olduğuna dikkat çeken analistler, ABD ve İngiltere’nin müdahalelerinin, başta Ortadoğu olmak üzere, dünyanın birçok yerinde tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini vurgulamaktadır. Özellikle, bu tür askeri eylemlerin hâlâ devam etmesi halinde, bölgedeki gerilimin daha da tırmanabileceği öngörülmektedir. Hizbullah’ın bu tutumu, yalnızca bir tepki değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyunu harekete geçirme ve barış için çağrı yapma amacı taşımaktadır.
Sonuç olarak, Hizbullah’ın ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik saldırılarını kınaması, sadece bölgedeki gelişmeler açısından değil, uluslararası ilişkiler bağlamında da önemli bir mesaj niteliği taşımaktadır. Küresel anlamda barışı sağlamanın önemi bir kez daha gündeme gelirken, bu tür askeri müdahalelerin sona erdirilmesi ve diplomasi yoluyla barışçıl çözümlerin bulunması için uluslararası çabaların artırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Güçlü bir uluslararası dayanışma ruhu, bölgedeki çatışmaları sona erdirmek ve Yemen halkının acılarını hafifletmek adına oldukça büyük bir önem arz etmektedir. Böyleceden, Hizbullah’ın bu açıklaması, sadece bir tepki değil, aynı zamanda daha barışçıl bir dünyanın inşası için bir çağrı niteliğindedir.