Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir olarak bilinirken, son günlerde yapılan kazılar bir tarihi sırrı daha aydınlattı. Saint George Kilisesi, şehrin önemli yapılarından biri olmasının yanı sıra, tarihsel geçmişiyle de dikkat çekmektedir. Uzun zamandır halk arasında bu kilisenin hamam olarak kullanıldığına dair spekülasyonlar mevcutken, yeni bulunan bir kitabe bu iddiaları çürüttü. Şimdi, Diyarbakır’ın simgelerinden biri olan bu binanın gerçek tarihine bir göz atalım.
Saint George Kilisesi, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan Ermeni ortodoks kiliselerinden biridir. Yapının tarihi, 16. yüzyıla, özellikle 1710 yılına kadar uzandığı düşünülmektedir. Yerel halk arasında çeşitli söylentilerin yaşanması, bu yapının tarihsel önemini gölgelemekle birlikte, gerçekler farklı bir hikaye anlatmaktadır. Kilise, Özellikle dini ve kültürel etkinlikler açısından önemli bir merkez olmuştur. Ermeni kültürü ve tarihinin izlerini taşıyan bu yapı, mimari yapısıyla da dikkat çekmektedir. Bazı kaynaklara göre, yapının mimari tarzı oldukça dikkat çekici unsurlar barındırmaktadır.
Son olarak, yapılan kazılarda ortaya çıkan kitabe, büyük bir merakla incelendi. Kitabede yer alan yazıtlar, yapılan altyapı çalışmaları sırasında bulunmuştur. Uzmanlar, bu kitabenin Saint George Kilisesi'nin hamam olarak kullanılmadığını açıkça belirttiğini ifade ediyor. Özellikle, kilisenin tarihi belgeleri ve yapının orijinal tasarımı, bu iddiaları çürütmektedir. Kitabe, dini ve kültürel bağlamda yapılmış önemli bir değerlendirme sunarken, aynı zamanda bu tarihi yapının korunması gerektiğinin de altını çizmektedir. Yerel yönetim ve kültür mirası uzmanları, bu tür bulguların bölgenin tarihi kimliğini koruma açısından son derece önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Özellikle turizm açısından da önemli bir potansiyele sahip olan Diyarbakır, bu tür keşiflerle daha fazla dikkat çekmeyi hedefliyor. Saint George Kilisesi’nin tarihi açıklandıkça, yerli ve yabancı turistlerin ilgisi de artıyor. Yapı, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın tarihi geçmişinin bir parçası olarak da görülmelidir. Bu nedenle, kilisenin restorasyon çalışmaları ve korunması için gereken önlemlerin alınması büyük bir öncelik taşıyor. Bulunan kitabe, bu konuda yapılacak çalışmalara ışık tutarak, tarihi mirasın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak.
Diyarbakır’ın kültürel mirasına sahip çıkmak ve bu mirası gelecek nesillere aktarmak için, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Tarihi yapılar, sadece geçmişin izlerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe yönelik dersler de sunar. Saint George Kilisesi’nin asıl amacı olan dini ve kültürel hizmetlerin yanı sıra, tarihsel bir değerin korunması gerektiği de bu kitabe sayesinde bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Kilise, sadece bugünkü topluma değil, gelecekteki nesillere de ışık tutacak bir bilgi hazinesi olarak önemini koruyacaktır.
Sonuç olarak, Diyarbakır’da bulunan Saint George Kilisesi'nin hamam olarak kullanıldığına dair varsayımlar artık tarihin tozlu raflarına kalkmıştır. Bulunan kitabe, bu yapının gerçek tarihi hakkında derin bir anlayış sunarak, halkın bilgi seviyesini arttırmayı hedeflemektedir. Bu tür bulguların, tarihi yapıları daha iyi tanıma ve anlama fırsatı sunduğu unutulmamalıdır. Sonuç olarak, tarih bilinci oluşturmak ve bu bilinci yaymak adına atılan adımlar, ülkemizin kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktarmak açısından büyük bir önem taşımaktadır.